Mimar Aslı’nın Masalı
Mimar Aslı’nın Masalı: Bir zamanlar, uzak bir ülkede, Mimar Aslı adında bir genç kız yaşarmış. Aslı, diğer kızlardan farklıydı. O, sadece taş ve tuğla değil, hayallerle de inşa eden bir mimardı. Gökyüzünü yıldızlarla süsler, denizi inci boncuklarıyla bezlerdi. Her gece, yıldızlara bakar, yeni hayaller kurardı.
Bir gün, ülkeyi karanlığa gömen kötü bir büyücü belirdi. Büyücü, her şeyi karartmış, insanların umutlarını çalmıştı. Mimar Aslı, bu kötü büyücüye karşı durmaya karar verdi. Cesareti ve yaratıcılığıyla ünlüydü, bu yüzden halk ondan umut bekliyordu.
Aslı, büyücünün karşısına dikildiğinde, ona meydan okuyan tek kişi olduğunu fark etti. Büyücü, kahkahalarla ona zorlu bir görev verdi. “Eğer bana hayal edebileceğin en güzel sarayı yaparsan, halkın umudu geri dönecek” dedi. Aslı, hiç tereddüt etmeden görevi kabul etti.
Gece gündüz demeden çalışan Mimar Aslı, yıldızlardan ilham alarak büyüleyici bir saray inşa etti. Duvarları inci boncuklarıyla süsledi, tavanını gökyüzüne açtı. Saray, sadece taş ve tuğladan değil, umut ve sevgiyle de inşa edilmişti. Sonunda, saray tamamlandığında, herkes büyülenmişti.
Büyücü, Aslı’nın başarısına hayretle bakarken, büyüsünün bozulduğunu fark etti. Sarayın ışıltısı, kötülüğü kovdu ve umut geri döndü. Halk, Mimar Aslı’ya minnettarlıkla yaklaştı ve onu kahraman ilan etti. Aslı, sadece bir mimar değil, aynı zamanda bir kahraman olmuştu.
Mimar Aslı’nın masalı, bize cesaretin ve yaratıcılığın ne kadar önemli olduğunu öğretir. Hayal gücümüzü kullanarak, zorlukların üstesinden gelebilir ve dünyayı daha güzel bir yer haline getirebiliriz. Peki, senin hayalindeki en büyük saray nasıl olurdu? Belki de sen de bir Mimar Aslı olabilirsin.