Renklerle Dolu Dostluk Köyü

Renklerle Dolu Dostluk Köyü: Bir zamanlar, masal diyarlarında Renklerle Dolu Dostluk Köyü adında bir yer varmış. Bu köyde yaşayan herkes, farklı renklere sahipmiş. Kimisi kırmızı, kimisi mavi, kimisi yeşil ve daha birçok renk…

Köyün en büyük sırrıysa, herkesin bir arada uyum içinde yaşamasıymış. Renkler ne olursa olsun, insanlar birbirlerini kabul eder ve sevgiyle anlardarmış. Köyün ortasında ise devasa bir çiçek bahçesi varmış. Bu bahçede her türden çiçek, her renkten çiçek açarmış.

Bir gün köyün en küçük sakinlerinden biri olan Minik Mavi, çiçek bahçesinde dolaşırken bir sihirli taş bulmuş. Bu taş, dilekleri gerçeğe dönüştüren bir taşmış. Minik Mavi, taşı alıp köy meydanına gitmiş ve tüm köy halkını toplamış.

“Arkadaşlar, bu sihirli taşla herkesin dileğini gerçekleştirebiliriz!” demiş Minik Mavi heyecanla. Köy halkı birbirine bakmış ve sevinçle kucaklaşmış. Herkes sırayla taşın üzerinden geçmiş ve dileğini söylemiş. Kimisi daha fazla dostluk istemiş, kimisi köylerine bereket dilemiş.

Taşın sihirli gücüyle köy daha da renklenmiş, daha da canlanmış. Bir gün Minik Mavi, çiçek bahçesinde dolaşırken bir yabancıyla karşılaşmış. Bu yabancı, siyah bir cübbe giymiş ve yüzü kapalıymış. Minik Mavi merakla yaklaşmış ve sormuş: “Hoş geldin, bizim Renklerle Dolu Dostluk Köyü’ne nasıl yardımcı olabilirim?”

Yabancı, başını kaldırıp Minik Mavi’ye bakmış. “Ben Kara Büyücüyüm, benim siyah cübbemdeki renk yok. Köyünüzdeki tüm renkleri çalmak istiyorum” demiş. Minik Mavi dehşete kapılmış ve hemen köy halkını toplamış.

“Kara Büyücü, köyümüzün renklerini çalmak istiyor! Ne yapacağız?” diye sormuş Minik Mavi endişeyle. Köy halkı bir araya gelmiş ve birlik olmuş. Birlikte düşünmüşler, birlikte plan yapmışlar.

Sabah olunca, Kara Büyücü köyün üzerine kara bulutlar getirmiş. Köyü kaplayan kara bulutlar, renkleri yutmaya başlamış. Ama köy halkı pes etmemiş. Minik Mavi, sihirli taşı alıp Kara Büyücü’nün karşısına çıkmış.

“Senin siyah cübbenin içinde de bir renk var, o da dostluk ve sevgi rengidir!” demiş Minik Mavi cesurca. Siyah cübbeli Kara Büyücü şaşırmış, bir an duraksamış. Sonra yüzünde bir gülümseme belirmiş.

“Evet, senin haklı olduğunu anladım. Ben de dostluk ve sevgiyle dolu bir köy istiyorum. Benim köyümde de renkler olacak, ama en güçlü renk dostluk olacak” demiş Kara Büyücü.

Ve o günden sonra, Renklerle Dolu Dostluk Köyü’nde herkes bir arada yaşamış, herkes birbirini anlamış ve sevmiş. Siyah cübbeli Kara Büyücü de köye yerleşmiş ve dostluklarına renk katmışlar. Sonuçta, köyün renkleri hiçbir zaman çalınamamış, çünkü en güçlü renk dostlukmuş.

Bu masaldan ne öğrenebiliriz? Acaba gerçekten sihirli taşlar var mıdır? Dostluk ve sevgi, gerçekten en güçlü renkler midir? Belki de bu masalı okuyan sen, kendi sihirli taşını keşfedeceksin ve hayallerini gerçeğe dönüştüreceksin. Unutma, her zaman dostluğun ve sevginin rengini yaşamalısın…