Şifa Dağı’nın Baykuşu Masalı
Şifa Dağı’nın Baykuşu Masalı: Bir zamanlar Şifa Dağı’nın zirvesinde, gizemli ve bilge bir baykuş yaşarmış. Bu baykuşun tüyleri gece gökyüzündeki yıldızlar kadar siyahtı ve gözleri bilgeliğin ışığını yansıtıyordu. Adı Bilge Baykuş’tu. Geceleri yıldızlarla konuşur, dağdaki tüm canlılara yardım ederdi.
Bir gün, Şifa Dağı’na kötü niyetli bir ejderha gelmiş. Ejderha, dağın eteklerindeki köyleri yakıp yıkmış, insanları korku içinde bırakmıştı. Köy halkı çaresizdi, ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Bu durumu duyan Bilge Baykuş, hemen harekete geçmeye karar vermiş.
Gece olunca, Bilge Baykuş ejderhanın peşine düşmüş. Uçarak dağın eteklerine inmiş ve ejderhayla karşılaşmış. Ejderha kükremiş, alevler saçmış ancak Bilge Baykuş korkusuzca ona yaklaşmış. “Neden köyleri yıkıp insanlara zarar veriyorsun?” diye sormuş.
Ejderha, kibirle “Benim gücümü kimse sorgulayamaz, istediğimi yaparım” demiş. Bilge Baykuş ise ona şöyle cevap vermiş: “Gerçek güç, insanlara yardım etmek ve onları korumaktır. Senin yaptıkların ise zayıflığını gösteriyor.”
Ejderha, bu sözler karşısında şaşırmış ve düşünmeye başlamış. Bilge Baykuş ise ona yardım etmeyi teklif etmiş. Ejderha önce şüpheyle yaklaşmış ancak Bilge Baykuş’un samimi niyetini gördükçe kabul etmiş.
Birlikte ejderha, köyleri yeniden inşa etmiş, insanlara yardım etmiş ve Şifa Dağı’na barışı getirmişler. Dağın eteklerinde tekrar neşe ve huzur hakim olmuş. Bilge Baykuş ve ejderha, artık dost olmuşlar ve birlikte dağın koruyucuları olarak yaşamaya karar vermişler.
Bu masaldan çocuklar, gücün sadece fiziksel değil, aynı zamanda yardımseverlik ve merhametle de ölçüldüğünü öğrenebilirler. Her canlının içinde iyilik barındığını ve birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu keşfedebilirler. Peki, sen bu masaldan ne öğrendin?